AB nitelikli iş gücünü göçle güçlendiriyor

Yazar: Editor
AB nitelikli iş gücünü göçle güçlendiriyor

Avrupa Birliği, bir nüfus krizinden daha fazlasıyla, refahını doğrudan tehdit eden akut bir nitelikli işgücü açığıyla karşı karşıya. Veriler, kıtanın demografik olarak sadece göç sayesinde ayakta kaldığını doğrulamakla kalmıyor, aynı zamanda bu göçün artık “nitelikli” olmasının ekonomik bir zorunluluk haline geldiğini gösteriyor.

“Baby Boomer” olarak bilinen kuşağın emekliliği, Avrupa ekonomilerinin motoru olan Almanya gibi ülkelerde kapatılamaz bir boşluk. Sadece Almanya’da 1.6 milyondan fazla doldurulamayan pozisyon bulunurken, bu açığın yıllık ekonomik maliyetinin 100 milyar Euro’yu aşıyor. Bu bağlamda göç, siyasi bir tartışma konusu olmaktan çıkıp, kıtanın ekonomik rekabet gücünü korumak için kazanılması gereken küresel bir yetenek savaşı.

SAYILARI DENGELEMEK DEĞİL, DOĞRU BECERİLERİ BULMAK

Rakamlar bu krizi net bir şekilde ortaya koyuyor: Son on yıllık dönemde, AB’nin kendi ana vatanında yaşayan yerli nüfusu 7.1 milyon kişi azaldı. Bu, tam da en deneyimli çalışanların işgücü piyasasından çekildiği bir döneme denk geldi. Aynı dönemde AB’deki yabancı nüfusun 14.68 milyon artması, bu demografik çöküşü engelledi. Ancak şimdi mesele sadece sayıları dengelemek değil, doğru becerilere sahip insanları bulmak.

AB’de yaşayan göçmen kökenli nüfusun yaş ortalamasının (43.1), yerli nüfustan (45.1) daha genç olması, işgücü piyasasına taze kan sağladıklarını gösteriyor. Fakat bu taze kanın, yüksek teknoloji, sağlık, mühendislik ve dijitalleşme gibi kritik sektörlerin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip olması gerekiyor.

NİTELİKLİ GÖÇMENLERE KIRMIZI HALI SERİLİ

Bu ekonomik zorunluluk, AB politikalarında radikal bir değişimi tetikledi. Üye devletler, özellikle de Almanya, düzensiz göçü engellemeye yönelik sert politikaları sürdürürken, diğer yandan nitelikli göçmenler için kırmızı halı seriyor.

Almanya’nın 2024-2025’te yürürlüğe giren yeni “Nitelikli İşgücü Göçü Yasası” bu ikilemin en net örneği. Bu yasa, AB “Mavi Kart” (Blaue Karte) için maaş eşiklerini düşürerek yüksek vasıflı profesyonellerin girişini kolaylaştırdı. BT uzmanları gibi belirli sektörlerde diploma şartı kaldırıldı ve deneyim ön plana çıkarıldı.

KÜRESEL YETENEK PAZARINDA AVCILIK

En devrimci adım ise, henüz bir iş sözleşmesi olmayan yetenekli bireylere bir yıl boyunca iş arama fırsatı tanıyan puan bazlı “Şans Kartı” (Chancenkarte) uygulaması oldu. Bu, Avrupa’nın artık pasif bir şekilde göçmen beklemediğini, küresel yetenek pazarında aktif bir avcı konumuna geçti.

Avrupa’nın önündeki tablo net. Robotların sosyal güvence primi ödemeyeceği bir dünyada, emeklilik sistemlerini ve ekonomik büyümeyi sürdürebilmek için nitelikli göçmenlere ihtiyaç duyuluyor. Kıtanın gelecekteki refahı, popülist söylemlerin gölgesinde bu gerçeği görmezden gelmeye değil, bu küresel yetenek savaşını kazanmak için akıllı, esnek ve entegrasyon odaklı politikalar geliştirmeye bağlı.

 

Daha Fazlası