Almanya’ya göçmen olarak yerleşen ve vatandaşlık alan Türk asıllıların sayısında geçen yıl büyük artış yaşandı. Yeni vatandaşlık yasası ve artan siyasi, ekonomik baskılar, özellikle Türkiye’den gelenler için Almanya’da kalıcı olarak yerleşmenin cazibesini artırdı.
2024 yılında Almanya’ya göç edip Alman vatandaşlığına geçen Türk vatandaşlarının sayısı 22 bin 525 olarak kaydedildi. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 110’luk bir artışı işaret ediyor. Böylece, Türkler, sadece Suriye’den gelenlerin ardından ikinci sırada yer aldı. Bu büyük artış, yalnızca Almanya’nın göçmen politikalarındaki değişikliklerden değil, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi ve ekonomik koşullardan da kaynaklanıyor.
Alman vatandaşlık yasasında 2024’te yapılan reformlar, özellikle çift vatandaşlık hakkını tanımasıyla büyük bir değişiklik getirdi. Birçok kişi, Türk pasaportlarını da koruyarak Almanya’nın vatandaşlık avantajlarından faydalanmayı tercih ediyor. Yeni reform, bazı başvurular için gereken süreyi de kısaltarak, göçmenlerin daha hızlı şekilde vatandaşlık elde etmelerine fırsat sunuyor. Örneğin, özellikle entegrasyon göstermiş olanlar, 3 yıl içinde Alman vatandaşlığına başvurabiliyorlardı, ancak 2025’teki yeni hükümet düzenlemeleri bu uygulamayı sona erdirdi.
Almanya’da yaşayan 3 milyon civarındaki Türk kökenli nüfus, çeşitli ekonomik ve toplumsal bağlarla Türkiye’ye bağlı kalmaya devam ediyor. Birçok kişi, Almanya’da kalıcı olsalar bile Türkiye’yi “ev” olarak görmeye devam ediyor. Almanya pasaportunun sunduğu seyahat özgürlüğü de önemli bir faktör. 2025 yılı itibarıyla Alman pasaportu, dünya genelinde 122 ülkeye vizesiz seyahat imkanı sunuyor, oysa Türk pasaportu yalnızca 69 ülkeye vizesiz giriş hakkı sağlıyor.
Almanya’da yaşamak, insanlara hem ekonomik fırsatlar hem de siyasi özgürlükler sunarken, bir yandan da göçmenlerin toplumsal uyum sürecinde karşılaştıkları engeller devam ediyor.
