Almanya, baby boomer neslinin emeklilik dalgasıyla derinleşen nitelikli eleman krizine karşı küresel bir seferberlik sürdürüyor. Bu kapsamda, Türkiye’den yüksek vasıflı çalışanlar için kritik bir yol haritası olan 81A Ön Onay Prosedürü, ülkenin iş gücü piyasasındaki açığı kapatmada önemli bir araç haline gelirken, Almanya aynı zamanda Ürdün gibi birçok ülkelerle de mesleki eğitim iş birliklerini hızlandırıyor. İkamet Yasası’nın 81a maddesi kapsamında işleyen bu hızlandırılmış vize süreci, Almanya’nın deneyimli Türk profesyonellere verdiği önemi gözler önüne seriyor.
ALMANYA NEDEN NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE MUHTAÇ
Federal İş Ajansı’nın son verileri, durumun aciliyetini ortaya koyuyor: 55-65 yaş arası çalışanların sayısı 7.8 milyon ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış durumda ve bu, toplam işgücünün %23’üne denk geliyor. Bu demografik değişim, özellikle sağlık, mühendislik ve bilişim gibi sektörlerde büyük bir nitelikli eleman açığı yaratıyor. İşte 81A Prosedürü, bu açığı hızla kapatmak isteyen Alman şirketleri ile Türkiye’den nitelikli adaylar arasında bir köprü vazifesi görüyor.
ÇİFT YÖNLÜ STRATEJİ
Almanya, nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak için yalnızca hazır profesyonelleri transfer etmekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğin iş gücünü de uluslararası iş birlikleriyle yetiştiriyor. Bu kapsamda atılan son adımlardan biri, Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) girişimiyle hayata geçirilen Almanya-Ürdün Mesleki Eğitim İş Birliği’dir.
Bu iş birliği, Ürdün’deki gençlerin ve mültecilerin, Alman şirketlerinin ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanlar olarak doğrudan yetiştirilmesini hedefliyor. Bu model, Almanya’nın uzun vadeli nitelikli iş gücü garantisi sağlama stratejisinin bir yansımasıdır. Türkiye’den 81A Vizesi ile deneyimli profesyonelleri transfer ederken, Ürdün’de benzer bir ihtiyacı eğitim yoluyla karşılamaya yönelik hamle, konuya ne kadar bütüncül yaklaşıldığının kanıtıdır.
81A İÇİN ADIM ADIM REHBER
81A süreci, standart başvurulardan farklı olarak adayın kendi ülkesinden değil, Almanya’daki işveren tarafından başlatılır. Sürecin büyük ölçüde başarıya ulaşması için profesyonel danışmanlık firmalarının yardımına ihtiyaç vardır.
Aşağıdaki tablo, sürecin temel adımlarını özetlemektedir:
Aşama | Açıklama | |
---|---|---|
1. İş Sözleşmesi ve Vekalet | Almanya’daki bir işverenle anlaşma yapılır ve süreci yürütmesi için vekaletname verilir. | |
2. Ön Başvuru | Gerekli belgelerle birlikte yerel Yabancılar Dairesi’ne 81a prosedürünü başlatır. | |
3. Denklik ve Onaylar | Yabancılar Dairesi, mesleki denklik ve Federal İş Ajansı onay süreçlerini yürütür. | |
4. Ön Onay Belgesi | Tüm onaylar alındıktan sonra Yabancılar Dairesi “Vorabzustimmung” adlı ön onay belgesini düzenler. | |
5. Vize Başvurusu | Aday, ön onay belgesi ve diğer evraklarla Türkiye’deki Alman temsilciliğinden ulusal vize başvurusu yapar. |
ADAYLAR İÇİN KRİTİK BİLGİLER
Bu yol ile Almanya’da kendisine yeni bir gelecek kurmak isteyen nitelikli çalışanların aşağıdaki konulara da dikkat etmesi gerekiyor:
Dil Yeterliliği: 81a başvurularında Almanca zorunluluğu, mesleğin yasa ile düzenlenip düzenlenmediğine bağlı. Mühendis veya IT uzmanı gibi yasa ile düzenlenmemiş mesleklerde, somut iş tanımına ve işverenin talebine göre değişiklik gösterebiliyor. Ancak dil her iş kolunda bir ihtiyaç ve bilinmesi gerekiyor.
Kısmi Denklik ve Tamamlama Fırsatı: Mesleki denkliği kısmi olarak tanınan adaylar, 81a vizesi ile Almanya’ya gelip nitelikli eleman olarak çalışmaya başlayabilir ve denkliklerini çalışırken tamamlama fırsatına sahip olabilirler.
Aile Birleşimi: 81a prosedürünün en büyük avantajlarından biri, nitelikli çalışanın eşi ve reşit olmayan çocukları için de aynı anda başvuru yapılabilmesi. Eşler için temel seviyede (A1) Almanca bilgisi genellikle talep edilebiliyor.
Bu vize ile Almanya’ya gelen nitelikli çalışanlar, oturum izinlerini aldıkları belirli işte çalışmakla yükümlü.
Almanya‘nın, mesleki eğitim iş birliği gibi araçlarla yürüttüğü “küresel yetenek avı”, nitelikli iş gücü savaşlarının ne kadar çeşitlendiğini gösteriyor. Bu süreç, nitelikli profesyoneller için altın bir fırsat penceresi açarken, Alman ekonomisinin rekabet gücünü sürdürmesinde de hayati bir rol oynuyor.