Adaletsiz Eylem Planı: “Kuyruğu Dik Tutarım, Karara Kısmen Uyarım”

Türk hükümeti, AİHM Yalçınkaya kararından sonra Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine sunduğu eylem planıyla, iç kamuoyuna ve uluslararası alana farklı mesajlar veriyor. Hükümet, bu kararın sadece Yalçınkaya’yı ilgilendirdiğini ve terör yargılamalarında dikkate alınacak bir husus olmadığını belirtirken, uluslararası alanda Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarının bu kararla uyumlu olduğunu iddia ediyor. Ancak, gerçek durum Yalçınkaya kararına tam anlamıyla uyulmadığını ve hükümetin hukuku göz ardı ettiğini göstermektedir. Bu adaletsiz ve hukuksuz uygulamalar karşısında mücadeleye devam etmek gerekmektedir. Türk hükümetinin insan haklarına yönelik bu tutumu kabul edilemez!

Giriş

Türk hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yalçınkaya kararı sonrasında 6 Ağustos 2024’te Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine 54 sayfalık bir eylem planı sundu. Bu plan, Türkiye’nin iç kamuoyuna ve uluslararası alana nasıl farklı mesajlar verdiğinin bir örneği olarak dikkat çekiyor. Hükümet, iç kamuoyuna bu kararın yalnızca Yüksel Yalçınkaya’yı ilgilendirdiğini ve terör yargılamalarında dikkate alınacak bir husus olmadığını belirtirken, uluslararası alanda ise Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarının bu kararla uyumlu olduğunu iddia ediyor.

İç Kamuoyuna Mesaj: “Aynen Yolumuza Devam Edeceğiz”

Türk hükümeti, AİHM’nin Yalçınkaya kararının sadece Yüksel Yalçınkaya’yı ilgilendirdiğini ve terör yargılamalarında dikkate alınacak bir husus olmadığını belirterek, mevcut politikalarını sürdüreceğini açıkladı. Hükümet yetkilileri, bu kararı bir “siyasi karar” olarak nitelendirip, Kavala ve Demirtaş kararlarıyla aynı kefeye koymamaktadır.

Avrupa’ya Mesaj: “UYUM İÇİNDEYİZ”

Eylem planında, Yalçınkaya kararından sonra verilen 11 Anayasa Mahkemesi ve 4 Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı örnek gösterilerek, bu kararların AİHM kararıyla uyumlu olduğu iddia edilmektedir. Bu durum, Türk hükümetinin Yalçınkaya kararını tam anlamıyla uygulamadığına dair eleştirilerin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.

Gerçek Durum: “Yalçınkaya Kararına Uymama”

Ancak, Yalçınkaya kararına tam anlamıyla uyulmadığı açıkça ortadadır. Savcılık, Ağır Ceza Mahkemeleri, İstinaf ve Yargıtay’da yargılaması devam eden 229 bin, hükmü kesinleşen 33 bin mağdur hakkında Yalçınkaya gereği beraat ve takipsizlik verilmesi hukuki bir zarurettir. Hükümet ve bağımlı yargısı, gerçekte bu karara kesinlikle uymamaktadır.

Mahkemede Kaybettiklerini Masada Kazanmaya Çalışmak

Yeni durumda, 262 bin mağdura beraat/takipsizlik vermektense, mahkumiyet verme koşulları daraltılarak sayının yarısına veya üçte birine beraat/takipsizlik verip, kalan mağduru terörist iftirasıyla ceza yargılaması içinde tutma hedeflenmektedir. Bylock dosyalarında ise 40 bin dosyada yazışma içeriği bulunmamaktadır. Sadece CGNAT olan veya tespit değerlendirme tutanağı olmayan dosyalar eklendiğinde, yeni içtihatlar kapsamında sadece Bylock’tan 50 bine yakın dosyada beraat/takipsizlik kararı verilecektir.

Zulüm Planı

Siyasi iktidarın Konseye verdiği bu eylem planı, aslında bir zulüm planıdır. Bu çabalar beyhudedir. 344 bin masum takipsizlik, 97 bin masum beraat kararı aldıysa, 262 bin masum da parça parça da olsa beraat ve takipsizlik kararını tüm haklarla birlikte alacaktır.

Mücadeleye Devam

Adalet arayışında mücadele devam edecektir. Türk hükümetinin bu adaletsiz ve hukuksuz uygulamaları karşısında herkesin dik durması gerekmektedir.

Kaynak: Kaynak Tweet Serisi

Uyarı

Bu sitede yayımlanan makaleler, sitemize ait olup izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz, kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Ayrıca hukuki sorumluluk içermez, bu bilgileri kullanarak yapacağınız işlerden doğacak sonuçlardan sorumluluk kabul edilmemektedir. Hukuki mağduriyet yaşamamanız için bir hukuk bürosuna veya bizlere ulaşınız.

Etiketler: #Türkiye, #Adalet, #AİHM, #Yalçınkaya, #İnsanHakları, #Zulüm, #Bylock, #Hukuk

 

Yorum yaz