Almanya’nın nitelikli işgücü açığını kapatmak için hayata geçirdiği ve yabancı profesyonellere hızlı bir giriş kapısı sunan 81A hızlandırılmış ön onay prosedürü, konsolosluk memurlarının yetki aşımı iddialarıyla gölgeleniyor.
Almanya’daki yabancılar dairesinin onay verdiği başvuruların, üçüncü ülkelerdeki konsolosluk memurları tarafından gereksiz ve yasal dayanaktan yoksun sorgulamalara tabi tutulduğunu, bunun da süreci aksattığını ve hukuki ihtilafları beraberinde getirdiği belirtiliyor.
Almanya İkamet Yasası’nın 81a maddesi kapsamında işleyen sistem, işveren tarafından desteklenen adayların başvurularının öncelikli olarak Almanya’daki Federal İş Ajansı (Bundesagentur für Arbeit) ve Yabancılar Dairesi (Ausländerbehörde) tarafından değerlendirilmesini öngörüyor. Bu makamlar, adayın eğitim durumu, iş sözleşmesi ve geçimini sağlama kapasitesini titizlikle inceledikten sonra olumlu bir ön onay (pre-approval) veriyor. Bu noktadan sonra başvuru sahibinin, vizesini almak için ülkesindeki Alman konsolosluğuna başvurması gerekiyor.
Ancak, konsolosluk memurlarının bir kısmı, kendilerine yasal olarak tanınan yetkilerin sınırlarını aşan uygulamalara imza atıyor. Konsoloslukların temel görevi, başvuru sahibinin kimlik ve pasaport bilgilerinin doğruluğunu teyit etmek, Schengen bilgi sisteminde bir giriş yasağı olup olmadığını kontrol etmek ve başvuru sahibinin Almanya’nın kamu düzenini tehdit edip etmediğini değerlendirmek. Fakat, Almanya’da zaten denkliği onaylanmış diplomalar veya ön onay sürecinde kabul edilmiş iş sözleşmeleri hakkında ikinci bir inceleme yapılması, dil sertifikası talep edilmesi veya başvuru sahibinin kendi ülkesindeki sabıka kaydı üzerinden ayrıntılı bir “kamu düzeni” sorgulaması yapılması, “yetki aşımı” olarak değerlendiriliyor.
BERLİN’DE HAKİMLER VAR
Bu tür yetki aşımları karşısında başvuru sahiplerinin hukuki haklarını kullanmaları gerektiğinin altını çizen göç danışmanı Oktay Özdemir, “Berlin’de hakimler var” diyerek, Almanya’nın güçlü hukuk devleti yapısına ve yargı bağımsızlığına vurgu yapıyor.
Memurların keyfi uygulamalarına karşı mahkemelere başvurabileceğini hatırlatan Özdemir, özellikle, siyasi sebeplerle Türkiye’de yargılanan veya tutuklu bulunan bazı isimlerin 81A vize başvurularında, Almanya’nın bu konudaki resmi politikasına rağmen konsolosluklarda ek incelemelerle karşılaşılabildiğini ifade ediliyor. Almanya’nın resmi Vize El Kitabı (Visa Handbook), konsoloslukların yetki alanını net bir şekilde çiziyor ve ön onay almış bir başvuruya yapılacak müdahaleleri sınırlandırıyor.
VİZE BAŞVURUN REDDEDİLİRSE NE YAPMALISIN?
Profesyonel süreç, konsolosluğun ön onay belgesini ve sunulan evrakların aslını kontrol etmesi, temel kimlik ve güvenlik kontrollerini tamamlamasının ardından vizeyi tahsis etmesi gerektiğini öngörüyor. Zira adayın mesleki yeterliliği ve Almanya’daki geçim garantisi, Alman makamlarınca zaten onaylanmış durumda. Bu prosedürün amacı da zaten bu çift onay mekanizmasını ortadan kaldırarak süreci hızlandırmak.
Vize başvurusu reddedilen veya haksız ek taleplerle karşılaşan adaylara, öncelikle konsolosluğa nazik bir dille itirazda bulunmaları, kendilerine verilen ön onayın mevcut olduğunu ve yetki aşımı yapıldığını dile getirmeliler. Bu yöntemle sonuç alınamazsa, bir sonraki adım Almanya’daki idari mahkemelere başvurmak. Almanya Anayasası’nın (Grundgesetz) 1. maddesinde düzenlenen “insan onurunun dokunulmazlığı” ilkesinin ve güçler ayrılığı prensibinin, bürokratik keyfiliğe karşı en güçlü teminat.
Almanya’nın küresel işgücü rekabetindeki konumunu güçlendirmek için tasarladığı 81A gibi hızlandırılmış prosedürlerin, sahada yaşanan bu tür idari engeller nedeniyle amacına ulaşamama riski bulunuyor. Sürecin şeffaf ve yasal çerçeveye uygun işlemesi, hem Almanya’nın hedefleri hem de uluslararası nitelikli profesyoneller için büyük önem taşıyor.