Avrupa iş piyasasında en çok aranan meslekler

Yazar: Editor
Avrupa iş piyasasında en çok aranan meslekler

Avrupa Birliği (AB) işgücü piyasası, 2024 yılında belirli meslek gruplarında yaşanan derin ve süregelen personel açığı ile karakterize olmaya devam ediyor. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan deneysel nitelikteki yeni veriler, işverenlerin en çok hangi alanlarda eleman bulmakta güçlük çektiğini ortaya koydu. Verilere göre, satış, pazarlama ve geliştirme yöneticiliği pozisyonları, %8.4’lük iş açığı oranıyla listenin başında yer alarak, AB ekonomisinin bu kritik alandaki en ciddi insan kaynağı sıkıntısını yansıtıyor.

Bu yüksek oran, her yüz pozisyondan sekizinin doldurulamadığı anlamına geliyor ve sektördeki rekabetin şiddetini gözler önüne seriyor. Söz konusu veriler, geleneksel anketlerin yanı sıra çevrimiçi iş ilanları (OJA) gibi yeni nesil veri kaynakları kullanılarak derlendi. Bu metodoloji, piyasanın gerçek zamanlı dinamiklerine dair daha hassas bir bakış sunmayı amaçlıyor, ancak kamu sektörü gibi çevrimiçi ilanların daha az kullanıldığı alanlarda eksik temsil riskini de barındırıyor.

SANAYİ VE HİZMET SEKTÖRÜNDE YOĞUN TALEP

Satış ve pazarlama yöneticilerinin ardından, işgücü açığı en yüksek olan meslek grupları sıralaması, üretim sektöründeki baskıyı ve idari ihtiyaçları yansıtıyor. İmalat işçileri ve diğer büro destek personeli, her biri %7.3’lük iş açığı oranıyla ikinci sırayı paylaşıyor. Bu durum, Avrupa sanayisinin tedarik zincirlerini güçlendirme ve üretimi yeniden canlandırma çabalarının arka planında, nitelikli mavi yakalı ve idari personele olan acil ihtiyacı gösteriyor.

Perakende ve hizmet sektörünün can damarı olan diğer satış çalışanları %6.1 ile dördüncü sırada yer alıyor. Sanatsal, kültürel ve mutfakla ilgili yardımcı profesyonel meslekler ise %6.0’lık bir açık oranıyla beşinci sırayı alarak, pandemi sonrası toparlanmanın sembolü olan eğlence, kültür ve gastronomi sektörlerindeki canlanmanın işgücü talebine nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.

VERİLERİN ARDINDAKİ GERÇEK

Bu istatistikler “deneysel” olarak sınıflandırırken, çevrimiçi iş ilanlarına dayalı analizin doğası gereği sınırlamaları olduğu vurgulanıyor. Raporda, sağlık çalışanları ve öğretmenler gibi kamu sektörü mesleklerinin de ciddi personel açıklarıyla karşı karşıya kalmasına rağmen, bu pozisyonların geleneksel kariyer portallarından ziyade resmi kurum kanalları üzerinden duyurulma eğiliminde olduğu belirtiliyor. Sonuç olarak, bu hayati sektörler, verilerde daha düşük sıralarda görünebiliyor veya hiç yer alamayabiliyor.

Öte yandan, bilişim teknolojileri (BT) meslekleri, çevrimiçi platformlarda geleneksel olarak aşırı temsil edildiği için, verilerde gerçek ihtiyaçtan daha yüksek bir oranda yansıtılmış olabilir. Eurostat, aynı ilanın birden fazla sitede yayınlanması veya şirketlerin sadece potansiyel adayları görmek için ilan vermesi gibi faktörlerin de verilerde “çoklu sayım” riski oluşturduğunun altını çiziyor.

YEŞİL DÖNÜŞÜM VE DİJİTALLEŞME

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa İstihdam Stratejisi gibi kuruluşların analizleri, bu mesleki açıkların arkasında daha derin yapısal trendler olduğunu işaret ediyor. Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu beceri setini hızla dönüştürüyor. Sürdürülebilir enerji, döngüsel ekonomi ve veri analitiği gibi alanlardaki uzmanlara olan talep giderek artarken, geleneksel mesleklerde de bu yeni becerilerin entegrasyonu zorunlu hale geliyor. Eurostat’ın verileri, bu dönüşümün henüz emekleme aşamasındaki yansımalarını gösteriyor olabilir.

Ayrıca, işgücü açığı oranları AB üye devletleri arasında önemli farklılıklar gösteriyor. Genel olarak, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, batıdaki ülkelere kıyasla daha yüksek iş açığı oranlarıyla karşı karşıya. Bu durum, demografik değişimler (yaşlanan nüfus), beyin göçü ve ekonomik yapıdaki farklılıklardan kaynaklanıyor. İşgücü piyasasının bu coğrafi dengesizliği, AB’nin tek pazar içindeki işgücü hareketliliğini teşvik etme politikalarının önemini bir kez daha vurguluyor.

Avrupa ekonomisinin pandemi sonrası toparlanma, yeşil ve dijital geçiş süreçlerinde, işgücü piyasasının belirli noktalarda ne denli gergin olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Satış ve yönetimden imalata, sanattan hizmet sektörüne kadar uzanan geniş bir yelpazedeki açıklar, ekonomik büyümenin önündeki potansiyel bir engel olarak değerlendiriliyor.

Bu açıkların kapanması için yalnızca işsizlik oranlarının düşürülmesinin değil, aynı zamanda aktif işgücü piyasası politikaları, hedefli beceri eğitimleri ve yaşam boyu öğrenme sistemlerinin güçlendirilmesinin kritik olduğu belirtiliyor. İşverenlerin beklentileri ile işgücünün sahip olduğu beceriler arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi, Avrupa’nın küresel rekabet gücünü koruması ve sosyal refahı sürdürmesi için öncelikli bir konu olarak öne çıkıyor.

Daha Fazlası